Avrupa’daki gübre piyasası, artan emtia fiyatları ve jeopolitik gerilimlerden büyük ölçüde etkilenerek son yılların en büyük krizlerinden birini yaşıyor. Yüksek üretim maliyetleri, sınırlı stoklar ve lojistik sorunlar fiyatların yükselmesine neden olarak çiftçileri ve üreticileri zor durumda bırakıyor. Buna ek olarak, zayıflayan Avro ithalat maliyetlerini arttırmakta ve Ukrayna’daki savaş kilit pazarlardan tedariki engellemektedir. Sonuç olarak, gübre endüstrisi bir bütün olarak, uygun önlemler alınmadığı takdirde tarım sektörünü daha da istikrarsızlaştırabilecek zorluklarla karşı karşıyadır.
Kriz öncelikle, küresel talep ve üretim kısıtlamalarının bir sonucu olarak fiyatları hızla artan üre gibi azotlu gübreleri etkiliyor. Artan üretim maliyetleriyle mücadele eden Avrupa’daki çiftçiler, fiyatların istikrara kavuşacağı umuduyla alımlarını bekletmekte, bu da depolama sorunlarını daha da kötüleştirmekte ve piyasadaki ürün mevcudiyetini azaltmaktadır. Avrupa’nın Rusya ve Belarus’a olan bağımlılığını azaltmaya yönelik politikalar ve yaptırımlar da durumu daha da kötüleştiriyor.
MBF Group SA, Polonya ve AB pazarlarına A ve B sınıfı üre dahil olmak üzere geniş bir yelpazede en kaliteli ürünleri sunan güvenilir bir gübre tedarikçisidir. Şirket ayrıca amonyum nitrat ve kalsiyum amonyum nitrat (KAS), di-amonyum fosfat (DAP) gibi azotlu gübrelerin yanı sıra potasyum ve karışık gübrelerin tedarikinde de uzmanlaşmıştır. MBF Group, Doğu Avrupa ve Asya’dan tanınmış üreticilerle yaptığı işbirliği sayesinde rekabetçi fiyatlar ve ürünlerin Avrupa kalite standartlarına uygunluğunu garanti eder. MBF Group ekibi sadece istikrarlı bir tedarik sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda dinamik olarak değişen gübre pazarında müşterilerin ihtiyaçlarına göre teklifi uyarlama esnekliğini de sağlıyor. Şirket, önemli tarımsal ürünler için güvenilir kaynaklar arayan çiftçiler ve distribütörler için ideal bir ortaktır.
Avrupa gübre piyasasında dramatik durum
Avrupa gübre pazarı son yıllarda son derece zor bir durumdadır. Başta doğal gaz olmak üzere enerji hammaddelerinin fiyatlarındaki ciddi artışlar, tedarik zincirlerindeki aksamalar ve jeopolitik gerilimlerle birleşerek gübre üretimi ve dağıtımında ciddi sorunlara yol açmıştır. Bu krizin etkileri hem üreticiler hem de çiftçiler ve dolayısıyla ekonominin geneli tarafından hissedilmektedir.
Artan gaz fiyatları – krizin ana katalizörü
Gübre fiyatlarındaki artışın ana nedeni hiç kuşkusuz doğal gaz fiyatlarındaki yükseliştir. Gaz, azotlu gübre üretiminde kilit bir hammaddedir ve üretim maliyetlerinin %60-80’ini oluşturur. Maliyetlerdeki önemli payı, gaz fiyatlarındaki herhangi bir değişikliğin nihai ürünün fiyatı üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olduğu anlamına gelmektedir. Gaz fiyatlarındaki artış, diğer şeylerin yanı sıra Artan talep, arz kısıtlamaları ve jeopolitik çatışmalar, gübre üreticilerini karlılıklarını korumak için ürünlerinin fiyatlarını yükseltmeye zorlamıştır.
İthalat sorunları ve düşük stoklar
Artan enerji fiyatlarının yanı sıra gübre piyasası da ithalat sorunlarından etkilenmektedir. Avrupa pazarının önemli gübre tedarikçileri olan Rusya ve Belarus’a uygulanan yaptırımlar bu ürünlere erişimi kısıtlamıştır. Ayrıca, COVID-19 salgını ve Ukrayna’daki savaş nedeniyle tedarik zincirlerinde yaşanan aksaklıklar, dünyanın diğer bölgelerinden gübre ithalatını zorlaştırmıştır. Sonuç olarak, üreticiler ve çiftçiler emtia kıtlığı ile karşı karşıya kalmakta ve genellikle ek maliyetler ve uzun teslimat süreleri içeren alternatif tedarik kaynakları aramak zorunda kalmaktadır. Depolardaki düşük gübre stokları, bulunabilirlik sorununu daha da kötüleştirmekte ve fiyatlar üzerindeki baskıyı sürdürmektedir.
Zayıf Euro – ek bir yük
Avronun başta ABD doları olmak üzere diğer para birimleri karşısında zayıflaması, Avrupalı gübre üreticileri ve ithalatçıları için bir başka zorluk teşkil etmektedir. Gübre piyasasındaki işlemlerin büyük çoğunluğu dolar cinsinden gerçekleşmektedir; bu da zayıf bir avro ile yurtdışından gübre alımlarının daha pahalı hale geleceği anlamına gelmektedir. Bu da iç piyasada gübre fiyatlarının artmasına yol açarak üreticilere ve çiftçilere ek bir yük getirmektedir.
Gübre üretim maliyetlerinde artış
Doğal gaz, azotlu gübre üretim sürecinin vazgeçilmez bir bileşenidir. Rolü o kadar önemlidir ki, bu gübrelerin toplam üretim maliyetlerinin %60-80’inden sorumlu olduğu tahmin edilmektedir. Birçok gübrenin temel bileşeni olan azotlu bileşikler, büyük miktarlarda termal enerji gerektiren işlemlerle elde edilir ve doğal gaz da tam olarak bunu sağlar.
Gaz fiyatlarındaki artış – üretim maliyetleri üzerinde doğrudan etki
Son yıllarda dünya piyasalarında doğal gaz fiyatlarında önemli bir artış gördük. Bu eğilim, diğer nedenlerin yanı sıra Artan talep, arz kısıtlamaları ve jeopolitik çatışmalar gübre üretim maliyetlerini doğrudan etkilemiştir. Azotlu gübre üreticileri zor bir seçimle karşı karşıya kaldı: ya kârlılıklarını korumak için ürünlerinin fiyatlarını yükseltecekler ya da üretimi azaltacaklardı.
Üre pelet üretim maliyetleri – büyük bir artış
Üre, tarımda yaygın olarak kullanılan en önemli azotlu gübrelerden biridir. Üretimi özellikle enerji yoğun olduğundan gaz fiyatlarındaki değişikliklere karşı son derece hassastır. Son yıllarda gaz maliyetindeki artış, üre peletlerinin üretim maliyetini önemli ölçüde artırmıştır.
2024’ten itibaren üre üretim maliyetlerindeki değişikliklerin analizi
Sorunun boyutunu daha iyi göstermek için, 2024 yılından itibaren üre üretim maliyetlerindeki değişikliklerin bir analizini yapmak faydalı olacaktır.[Üre üretim maliyetlerinde zaman içinde meydana gelen değişikliklerin dinamiklerini gösteren bir grafik veya tablo buraya eklenebilir]. Veriler, bu gübrenin üretim maliyetlerinin önemli ölçüde arttığını ve bunun da piyasadaki fiyatı üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir.
Negatif üretici marjları ve üretim kısıtlamaları
Maliyet artışlarının etkisi
Başta üre olmak üzere gübre üretim maliyetlerindeki ciddi artış, birçok üreticinin marjlarının negatif hale gelmesine yol açmıştır. Bu da şirketlerin piyasa fiyatlarından gübre satarak zarar ettikleri anlamına geliyor. Böyle bir durumun uzun vadede sürdürülemez olduğu açıktır ve üreticileri zor kararlar almaya zorlamaktadır.
Üretim kısıtlamaları
Artan maliyetler ve negatif marjlarla karşı karşıya kalan birçok üretici gübre üretimini azaltmaya karar verdi. Bazı şirketlerin bazı gübre türlerinin üretimini tamamen durdurması, bu ürünlerin piyasada bulunabilirliği sorununu daha da kötüleştirmiştir. Üretim üzerindeki kısıtlamalar, çiftçilerin temel girdilere erişimini sınırlandırdığı için tarım açısından ciddi sonuçlar doğurmaktadır.
2025’in başlarında gübre fiyatları
Üre fiyatlarında artış
2025 yılının başlangıcı çiftçiler ve gıda üreticileri için şok edici haberler getirdi. Başta üre olmak üzere gübre fiyatları tarihi zirvelere ulaştı. Bu büyüme temel olarak daha önce bahsettiğimiz faktörlerden kaynaklandı:
- Yüksek üretim maliyetleri: Daha önce de belirttiğimiz gibi, azotlu gübre üretiminde ana hammadde olan doğal gaz fiyatındaki artış, üre üretim maliyetini önemli ölçüde artırmıştır.
- Sınırlı arz: Artan üretim maliyetleri birçok üreticiyi üretimi azaltmaya ve hatta tamamen durdurmaya zorlamıştır. Bu durum, lojistik sorunlarla birleşince piyasadaki gübre arzını sınırlandırmıştır.
- Artan talep: Yüksek fiyatlara rağmen, özellikle ekim öncesi dönemde gübreye olan talep yüksek kalmıştır. Çiftçiler, iyi bir mahsul elde edebilmek için çok daha yüksek fiyatlardan gübre satın almak zorunda kaldılar.
Hindistan’daki ihalelerin küresel gübre fiyatları üzerindeki etkisi
Dünyanın en büyük gübre tüketicilerinden biri olan Hindistan, bu ürünlerin satın alınması için düzenli olarak büyük ihaleler düzenlemektedir. Bu ihaleler küresel pazardaki gübre fiyatları üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.
2025 yılında Hindistan’daki ihaleler üre fiyatlarının daha da artmasına katkıda bulunmuştur. Hindistan’dan artan talep fiyatlar üzerinde ilave baskı yaratarak piyasayı daha da kötüleştirdi.
İran’daki lojistik sorunlar ve bunların Avrupa pazarına etkisi
İran dünyanın en büyük gübre üreticilerinden biridir. Yaptırımlar, nakliye kısıtlamaları veya silahlı çatışmalar gibi lojistik sorunlar ülkenin gübre ihracatını önemli ölçüde etkileyebilir.
2025 yılında İran’daki lojistik sorunlar, Avrupa pazarına gübre tedarikinin azalmasına katkıda bulunmuştur. İran’dan gübre gelmemesi, üretici ve ithalatçıların alternatif tedarik kaynakları aramak zorunda kalması nedeniyle üre dahil diğer gübrelerin fiyatlarını daha da arttırdı.
Jeopolitik durumun etkisi
Ukrayna’daki savaş ve bunun gübre nakliyesi ve ithalatı üzerindeki etkileri
Ukrayna’daki savaş Avrupa’daki gübre pazarını önemli ölçüde etkilemiştir. Çatışma, daha önce gübrelerin ucuz ve hızlı bir şekilde taşınmasını sağlayan Karadeniz’deki kilit ulaşım yollarının kısıtlanmasına neden oldu. Ayrıca, teslimatlar için nakliye ve sigorta maliyetleri artmış, bu da ürünlerin nihai fiyatlarını etkilemiştir. Gübre ihracatı için hayati önem taşıyan Orta Doğu bölgesindeki enerji altyapısı ve üretim tesislerine yönelik saldırılar durumu daha da kötüleştirdi. Ukrayna ve çevre ülkelerden gelen tedarik sorunları, Avrupalı ithalatçıları alternatif tedarik kaynakları aramaya zorlayarak daha yüksek maliyetlere yol açmıştır.
Avrupa’nın Rusya ve Belarus’tan gelen gübreye bağımlılığı
Ekonomik yaptırımlara rağmen Avrupa hala büyük ölçüde Rusya ve Belarus’tan gelen gübreye bağımlı. Tahminlere göre, 2024 yılında Polonya’nın gübre ithalatının yaklaşık %36’sı bu ülkelerden gelecek ve bu oran bir önceki yıla göre %25 artış gösterecek. Bu durum, Avrupa’da üretilen pahalı gübrelere alternatif haline gelen Rusya ve Belarus’tan gelen ürünlerin fiyatlarının düşmesinin bir sonucudur. Böyle bir durum, AB pazarının bu ülkelerden gelen tedariğe bağımlılığı konusunda endişelere yol açmakta ve doğu pazarlarından bağımsız olma çabalarını baltalamaktadır.
AB yaptırımları ve ithalatı kısıtlamaya yönelik eylemler
Avrupa Birliği, Rusya ve Belarus’tan yapılan gübre ithalatını kısıtlamak üzere yaptırımlar getirerek ve yeni anti-damping vergileri planlayarak adımlar attı. Polonya, Litvanya, Letonya ve Estonya, Rus gübrelerine %30 ila %40 arasında değişen ek vergiler getirilmesi için aktif bir şekilde lobi faaliyeti yürütmektedir. Buna ek olarak, Polonya’daki Ulusal Mali İdare, piyasayı izlemek ve Belarus ürünlerinin yasadışı ithalatını ortadan kaldırmak için ilk sonuçları veren faaliyetler yürütmektedir – şu ana kadar Belarus’tan yapılan üre ithalatının %70’i engellenmiştir. Ancak bu tedbirlerin etkili olabilmesi için, özellikle Rusya’dan yapılan ithalata bağımlılığın eşit derecede yüksek olduğu Güney Avrupa’da, daha kısıtlayıcı düzenlemeler getirmeye her zaman istekli olmayan diğer AB Üye Devletlerinden daha fazla destek alınması gerekmektedir.
Jeopolitik durum gübre piyasasını etkileyen önemli bir faktör olmaya devam etmektedir ve Avrupa tarımı için uzun vadeli sonuçları önümüzdeki yıllarda daha da belirgin olabilir.
Diğer gübre türleri için artan fiyatlar
Gübre piyasası üzerinde zincirleme etki
Üre, gübre fiyatlarındaki artıştan en çok etkilenen gübrelerden biri olsa da sorun sadece üre ile sınırlı kalmamıştır. Artan üretim maliyetleri ve arz kısıtlamalarının zincirleme etkisi, diğer önemli gübrelerin fiyatlarının da önemli ölçüde artması anlamına geldi.
Kalsiyum amonyum nitrat, fosfat ve potasyum için fiyat artışları
- Kalsiyum amonyum nitrat: Toprak yapısını iyileştirmek için gerekli olan hem azot hem de kalsiyum içeren bu popüler gübre de daha pahalı hale geldi. Kalsiyum amonyum nitratın bileşenlerinden biri olan amonyak üretimi için gerekli olan gazın fiyatındaki artış, bu gübre için fiyat artışlarına katkıda bulunmuştur.
- Fosfatlar: Fosfor en önemli bitki besin maddelerinden biridir. Eksikliği bitki büyüme ve gelişmesinde bodurluğa yol açabilir. Fosfat fiyatları temel olarak dünyanın bazı bölgelerindeki arz kısıtlamaları ve artan talep nedeniyle yükselmiştir.
- Potasyum: Potasyum, su ve besin maddesi taşınması gibi birçok bitki fizyolojik sürecinde önemli bir rol oynar. Potasyum fiyatları da hem artan üretim maliyetleri hem de arz kısıtlamaları nedeniyle yükseldi.
Bahar sezonunda fiyatların düşeceğine dair bir belirti yok
Bahar mevsimi, çiftçilerin tarlaları ekime hazırladığı yoğun bir gübreleme dönemidir. Bu dönemde genellikle gübre talebinde bir artış olur ve bu da fiyatları daha da artırabilir. Ancak 2025 yılında, devam eden yüksek üretim maliyetleri, arz kısıtlamaları ve artan talep nedeniyle, gübre fiyatlarının önemli ölçüde düşeceğine dair bir gösterge bulunmamaktadır.
Bahar mevsiminde gübre fiyatlarını yüksek tutan faktörler:
- Yüksek üretim maliyetleri devam etti: Enerji, nakliye ve hammadde maliyetleri yüksek kalmaya devam ederek üreticilerin önemli fiyat indirimleri yapmasını engellemiştir.
- Sınırlı stoklar: Önceki üretim kısıtlamaları ve artan talep nedeniyle depolardaki düşük gübre stokları çiftçilerin pazarlık gücünü sınırlamıştır.
- Gelecekle ilgili belirsizlik: Ukrayna’daki savaş, lojistik sorunlar ve istikrarsız küresel ekonomik durum bir belirsizlik ortamı yaratarak üreticilerin fiyat kırma cesaretini kırdı.
Çiftçiler için sonuçlar
Yüksek gübre fiyatları çiftçiler için ciddi sonuçlar doğurmuştur. Verim ve üretim kalitesini olumsuz etkileyebilecek gübre kullanımını azaltmak zorunda kaldılar. Buna ek olarak, üretim maliyetlerindeki artış, çiftçilerin marjlarının önemli ölçüde azalmasına neden olmuştur.
Gübre fiyatlarındaki artış üre ile sınırlı kalmadı. Kalsiyum amonyum nitrat, fosfat ve potasyum gibi diğer önemli gübrelerin fiyatları da önemli ölçüde artmıştır. Bu durum, artan üretim maliyetleri, arz kısıtlamaları ve artan talep gibi faktörlerin bir araya gelmesinden kaynaklanmıştır. Gübre fiyatlarında hızlı bir düşüş beklentisinin olmaması, çiftçiler ve bir bütün olarak tarımsal gıda endüstrisi için büyük bir zorluk teşkil etmektedir.
Piyasa tepkileri ve düzenleyici eylemler
Polonya’da Ulusal Mali İdarenin Müdahaleleri
Polonya gübre piyasasını sıkılaştırmak ve yaptırım uygulanan Rusya ve Belarus’tan ürün ithalatını kısıtlamak için çabalarını arttırıyor. Ulusal Vergi İdaresi (KAS), yaptırımları delme girişimlerine ve ürünlerin AB pazarına yasadışı girişine karşı koymak için pazarı izlemektedir. Geçtiğimiz aylarda KAS, yerli gübre üreticilerini korumak ve pazarda adil rekabeti sağlamak amacıyla Belarus’tan yapılan üre ithalatının %70’inden fazlasını engellemiştir. Yaptırım yönetmeliklerini ihlal eden çok sayıda gübre ticareti şirketi İçişleri ve İdare Bakanlığı’nın (MIAA) yaptırım listesine alındı ve mal varlıkları donduruldu. Bu tedbirler haksız rekabetle mücadelede önemli bir adımdır ve yerli gübre endüstrisini desteklemektedir.
Rus gübrelerine anti-damping vergisi için başvurular
Rusya ve Belarus’un haksız fiyat uygulamalarına tepki olarak Polonya, Litvanya, Letonya ve Estonya ile birlikte, başta üre olmak üzere Rus gübrelerine anti-damping vergisi getirilmesi için Avrupa Komisyonu’na talepte bulundu. Önerilen gümrük vergileri %30 ila %40 arasında olacaktır ki bu da Doğu’dan gelen ve genellikle Avrupa üretim maliyetinin altında sunulan ürünlerin fiyat avantajını ortadan kaldırabilir. Bu eylem, piyasanın istikrara kavuşturulması ve Grupa Azoty gibi Avrupalı üreticilerin haksız rekabetten korunması açısından hayati önem taşımaktadır. Öneri bazı AB Üye Devletlerinin direnciyle karşılaşsa da Polonya bu çözüme destek sağlamak için AB forumunda aktif olarak çalışıyor. Anti-damping vergileri aynı zamanda Avrupa gübre üretiminin uzun vadeli gelişimini desteklemeyi amaçlamaktadır.
Polonya’da gübrelere uygulanan indirimli KDV oranının uzatılması
Artan gübre fiyatlarının Polonyalı çiftçiler üzerindeki etkilerini hafifletmek için hükümet, gübre üzerindeki %8’lik indirimli KDV oranını Mart 2025 sonuna kadar uzattı. Başlangıçta geçici bir çözüm olarak getirilen değişiklik, artan üretim maliyetleri karşısında tarım sektörünü desteklemeyi amaçlıyor. Ayrıca Maliye Bakanlığı, çiftçilere ek faydalar sağlayabilecek ve Polonya tarım sektörünün rekabet gücünü artırabilecek belirli gübre ürünleri için kalıcı olarak indirimli bir KDV oranı getirmeyi düşünmektedir. Düşük KDV aynı zamanda hammadde ve nakliye fiyatlarındaki küresel artışlardan kaynaklanan yüksek maliyetleri kısmen telafi etmeyi amaçlamaktadır.
İlkbahar 2025 için tahminler
Çiftçilerden ve tüccarlardan beklenen talep artışı
Bahar, geleneksel olarak yeni mahsuller için yoğun bir hazırlık dönemidir. İyi bir mahsul elde etmek isteyen çiftçiler gübre alımlarını artırıyor. 2025 yılında, yüksek fiyatlara rağmen gübreye olan talep yüksek kalmıştır. Bu olguya çeşitli faktörler katkıda bulunmuştur:
- Çiftçilerin farkındalığı: Çiftçiler, özellikle değişen iklim koşulları ve ürün kalitesine yönelik artan tüketici talepleri karşısında, gübrelerin yüksek verim için gerekli olduğunun farkına vardı.
- Gelecekteki artış korkusu: Fiyatların daha da artmasından korkan birçok çiftçi, gelecek için kendilerini korumak amacıyla daha büyük miktarlarda gübre satın almaya karar verdi.
- Kârı maksimize etme arayışı: Yüksek gübre maliyetine rağmen, çiftçiler ek gübre masraflarını karşılamak için yüksek tarımsal ürün fiyatlarına güveniyorlardı.
Çiftçilerin yanı sıra gübre tüccarları da talepte artış olduğunu bildirdi. Marjlarını korumak amacıyla gübre alımlarını artırdılar ve bu da fiyat artışlarını daha da körükledi.
Düşük stoklar ve üretim maliyetleri nedeniyle daha fazla fiyat artışı riski
Yüksek fiyatlara rağmen, 2025 bahar sezonunda gübreye daha fazla zam yapılması riski çok yüksekti. Bu eğilimin devam etmesinde çeşitli faktörler etkili olmuştur:
- Düşük stoklar: Sınırlı üretim ve önceki aylarda artan talep nedeniyle birçok depo neredeyse boştu. Düşük stoklar, üreticilerin fiyat pazarlığı yapmak için daha az esnekliğe sahip olduğu anlamına geliyordu.
- Yüksek üretim maliyetleri devam etti: Gübre üretim maliyetleri, özellikle de enerji ile ilgili olanlar, yüksek kalmaya devam etmiştir. Üretim maliyetleri düşmeye başlayana kadar, üreticilerin fiyatları düşürmek için hiçbir teşviki yoktu.
- Jeopolitik belirsizlik: Silahlı çatışmalar ve jeopolitik gerilimler, gübre tedarik zincirleri için önemli bir tehdit oluşturmaya devam ederek fiyatların geleceğine ilişkin belirsizliği artırdı.
2025 baharı çiftçiler için son derece zor bir dönemdi. Artan üretim maliyetleri, arz kısıtlamaları ve artan talep gibi faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan yüksek gübre fiyatları, tüm tarım sektörü için büyük bir zorluk teşkil etmiştir.
Özet: Gübre piyasası için sırada ne var?
Avrupa’daki gübre pazarı, dinamik olarak dalgalanan hammadde fiyatları, jeopolitik çatışmalar ve ekonomik istikrarsızlığın üretici ve tüketicileri önemli ölçüde etkilediği kritik bir dönemeçtedir. Sorunların daha da büyümesini önlemek için hem ulusal hem de AB düzeyinde kararlı adımlar atılması gerekmektedir.
Piyasayı istikrara kavuşturmak için AB düzeyinde harekete geçilmesi gerekiyor
Avrupa Birliği, gübre piyasasının istikrarını sağlama konusunda büyük bir zorlukla karşı karşıyadır. Rusya ve Belarus’tan gelen gübrelere etkili yaptırımlar uygulamak ve bu kaynaklara olan bağımlılığı en aza indirmek, politikacılar ve düzenleyiciler için bir öncelik haline gelmelidir. Azotlu gübreler büyük ölçüde bu hammaddenin bir türevi olduğundan, Rusya şu anda doğalgaz üzerindeki yaptırımları aşmanın fiili bir yolu olarak Avrupa’ya önemli miktarlarda gübre ihraç etmektedir. AB’nin sadece Doğu’dan gübre ithalatını azaltmakla kalmayıp aynı zamanda Kuzey Afrika veya Orta Doğu gibi alternatif tedarik kaynaklarının geliştirilmesini destekleyen kapsamlı stratejiler geliştirmesi gerekmektedir.
Ayrıca, AB üreticilerini haksız rekabetten korumak için anti-damping vergileri ve diğer düzenlemelerin getirilmesi uzun vadeli sürdürülebilirlik için çok önemlidir. Ancak bu tedbirlerin, artan maliyetlerden etkilenen çiftçilere yönelik uygun destek mekanizmalarıyla desteklenmesi gerekmektedir. AB ayrıca gübre üretiminin daha sürdürülebilir bir şekilde ve doğal gaza daha az bağımlı olarak yapılmasını sağlayacak inovasyon ve teknolojiye de yatırım yapmalıdır.
Yerli gübre üreticilerinin desteklenmesinin önemi
Ulusal düzeyde, Polonya’daki Grupa Azoty gibi yerli gübre üreticilerinin desteklenmesi de aynı derecede önemlidir. Bu üreticiler yüksek hammadde maliyetleri, daha ucuz ithal ürünlerden kaynaklanan rekabet baskısı ve piyasadaki dalgalanmalarla karşı karşıyadır. Bu nedenle, AB Üye Devletleri, yenilikçi üretim teknolojilerine yönelik yatırımlar için tercihli krediler, vergi indirimleri veya sübvansiyonlar gibi mali destek programlarını uygulamaya koymalıdır.
Aynı zamanda, iç piyasayı Rusya ve Belarus’tan gelen ucuz gübre selinden korumaya odaklanılmalıdır. Bu amaçla, mali kurumlar (Polonya’daki Ulusal Mali İdare gibi) tarafından piyasanın izlenmesi, kötü niyetli şirketlerin yaptırım listesine alınması ve varlıklarının dondurulması gibi tedbirlerin alınması elzemdir. Yerli üreticilerin desteklenmesi aynı zamanda ithal hammaddelere daha az bağımlı hale gelmek ve Avrupa ürünlerini küresel pazarda daha rekabetçi kılmak için araştırma ve geliştirmeye yatırım yapılması anlamına gelmektedir.
Krizden çıkış ve gelecek beklentileri
Gübre piyasasındaki zor duruma rağmen krizden çıkış yolları mevcuttur. Sürdürülebilir tarım ve gübre üretiminin geliştirilmesini destekleyecek mekanizmaların geliştirilmesi için uluslararası düzeyde eylemlerin koordine edilmesi çok önemli olacaktır. Yeşil enerji kullanılarak üretilen gübreler gibi yeniliklere yapılan yatırımların artması, Avrupa’nın geleneksel hammaddelere olan bağımlılığını önemli ölçüde azaltabilir.
Aynı zamanda, çiftçilerin gübrelerin verimli kullanım potansiyeline ilişkin farkındalıklarının artırılması ve böylece tarımsal verimliliği korurken talebin azaltılması gerekmektedir. Uygun bilgilendirme kampanyaları ve teknolojik destek, yeni çözümlerin adaptasyonuna yardımcı olabilir.